Genç bir cilt ve vücut için yapılan uygulamalara karşı merakımız had safhada. Şöyle söyleyelim bu yazının tamamını sıkılmadan okursanız el bakımı konusunda geniş bir bilgiye sahip olacaksınız. Yenilikleri ilgiyle izliyor, bu konuda para harcamaktan çekinmiyoruz. Oysa Cilt Gençleştirme denildiği zaman genellikle yüze odaklanıyoruz.
Zamanın acımasız etkilerini daha hızlı gösteren el ve dekolte bölgesini ihmal ediyoruz. Bu etkilerin önlenip geciktirilebileceğini ve tedaviyle düzeltilebileceğini bilmek önemli. Pek dikkat etmediğimiz, bu en ince derili bölgeler ne kadar güneşlendiğimizden tutun, hangi pozisyonda uyuduğumuza hatta kaç yaşında olduğumuza kadar bir çok bilgiyi ele veriyor.
2006 yılında ünlü tıp dergisi Plastic and Reconstructive Surgery‘de yayımlanan bir araştırmaya göre ellerimizin yaşımız hakkında bilgi verdiği bilimsel olarak da kanıtlanmış. Yapılan araştırmada deneklere, 100 kişiye ait el fotoğrafları gösterilip bu resimlerin sahiplerini 20 yaşından genç, 20-30 yaş arası, 30-40 yaş arası gibi sınıflara ayırmaları istenmiş. Sonuç mu? Yaş aralıkları sadece bu resimlere bakılarak yüzde 100’e yakın doğrulukla tahmin edilmiş.
Anti-aging uygulamalarında ellerimizi boşvermemek gerektiğini öğrendiğimizde 90’ların başındaydık ve o dönem çok fazla bir alternatifimiz yoktu. Hatta yüzü için bıçak altına yatanların elleri gerçek yaşlarını da ele veriyordu. Dermatolog Sadiye Kuş anlatıyor: “El derisinin kendini iyileştirme kapasitesi düşüktür. O dönemlerde tüm bakımlar, ‘hasar yarat ve düzelmesini bekle’ yöntemlerinden oluşuyordu. İyileşme sürecinin uzun oluşu doktorları bu bölgede işlem yapmaktan uzaklaştırdı. Oysa yeni çağın başında lazer ve ışık teknolojisi ile, bir çok alanda olduğu gibi el bakımı‘nda da beklenen sonuçları almaya başladık.
Eğer el bakımında nelere dikkat etmeli merak ediyorsanız bu yazımızı da okumanızı şiddetle tavsiye ediyoruz.
Yüzünüze bakar gibi bakın
Ellerimizin neden yaşlandığını bulmak, yapacağımız bakımlar ve alacağımız önlemler açısından faydalı. Keza dermatologlar önlemin tedaviden çok daha önemli olduğunun defalarca altını çiziyor. En büyük neden, tenimizi tehdit eden güneş, ikinci sırada ise sigara geliyor. Çünkü sigara, vücutta doğal olarak bulunan ve kolajeni parçalayan metalloproteniaz enzimini arttırıyor. Dolayısıyla cildin nem oranı düşüyor.
Kan akımının bozulması ve oksijenin azalması toksik artışa, bu da oksidasyona yani yaşlanmaya neden oluyor. Çevresel faktörlerin de etkisi yadsınamaz. Cilt altı dokusunda destek görecek yağ bezlerinin azlığı, elleri doğuştan hassas ve korunmaya muhtaç bırakıyor. Su azlığı, elleri doğuştan hassas ve korunmaya muhtaç bırakıyor. Su ve deterjan ikilisi ciltte inflamasyon yaratarak cildin incelmesine ve daha hızlı zarar görmesine sebep oluyor. Tüm bu nedenlerle eller hem kronolojik yaşlanmaya hem de dış etkenlere karşı çok daha hassas.
Ellerin yaşlanması iki şekilde değerlendiriliyor: Bir, üst cildin kuruması, kırışması ve lekelenmesi. İki, cilt altı hacminin kaybına bağlı buruşma, damarlanma, kemiklerin ortaya çıkması.
Uzmanların ortak fikri, ellerimize de tıpkı yüzümüze olduğu gibi düzenli bir bakım uygulamak gerektiği. Hatta 30 yaşından itibaren bu düzeni oturtmak gerektiğini söylüyorlar. Gliserinli klasik bir el kremi yerine, ciltteki lekelerin açılmasını sağlamak ve kolajen sentezini arttırarak kırışıkları gidermek için gündüzleri C vitamini, idebenone, kahve çekirdeği gibi antioksidanlar içeren nemlendirici kremler kullanmakta fayda var. Geceleri ise retinoik asitli ürünleri uygulamak işe yarıyor. Evden dışarı çıkmadan koruma faktörlü yüz bakım kremiinizi eller uygulamak ise el bakımı‘nın en önemli adımını oluşturuyor.
Türkiye’de bir ilk: BBL teknolojisi
Eğer ellerimizi koruyamamışsak kırışıklığın, kuruluğun, lekelerin giderilmesi sağlayan pek çok tedavi seçenekleri bulunuyor. Bunlar genellikle lazerler ve nem veren enjeksiyonlardır. Q-Switched Nd-Yag isimli lazerin özellikle yaşlılık lekeleri olarak tanımlanan kahverengi lekelerde başarılı sonuçları var.
Sistemde pigmentler tarafından emilen lazer ışığı ısıya dönüşüyor ve pigmentleri parçalıyor. Bu parçalar lenfatik sistem tarafından kısa sürede temizleniyor. Lekeler derideki melanin pigmenti birikimleridir. Bir IPL Lazer sistemi olan BBL teknolojisi, pigmenti hedef alıp parçalanmasını sağlar. Isıyı dışardan ölçümleyerek ilerlediği için oldukça güvenli.
38-42 derece arası ısınan ciltte pigment yanıyor ve kömürleşiyor. Bu sırada sadece lekelerden kurtulmakla kalmıyorsunuz. Lazer tedavisi cilt altındaki kolojen sentezini tetiklediği için el dokusunun yenilenmesinde de etkili. Bu tip lazer uygulamaları hızlı ve ağrısız oldukları, ayrıca günlük hayata engel olmadıklarından bir çok kişinin ilk tercihi.
Ellere gençlik aşısı
Ellerde, cildin incelmesiyle ortaya çıkan kemikler ve kırışıklıklar ne yazık ki yaş, cinsiyet ve cilt tipi gözetmiyor. Yağlı bir cilde sahip olsanız bile bu ellerinizin kuru olmasına engel değil. Cildin kuruması, cildin önemli yapı taşları hyalüronik asit ve kolajenin azalmasına bağlı. Kolajen sentezini tetikleyecek ve kolajenin azalmasına bağlı.
Kolajen sentezini tetikleyecek yöntemler arasında cilt bakımı‘nda da çığır açan, cildin doğal iyileşme gücünden faydalanan PRP çok tercih ediliyor. Ellere nem kazandırmanın en etkili yolu “gençlik aşısı” olarak da bilinen, cilt altına saf htalüronik asit enjeksiyonu. Düzenli yapılması yoğun nemsizlik problemini engellemeye ve elleri uzun vadede korumaya yarıyor.